Giriş
Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ), ticareti kolaylaştırmak amacıyla bir dizi kural belirlemiş ve uluslararası ticaretin yerel pazarlardan ulusal ve küresel pazarlara yayılmasını sağlamıştır. Ülkemiz ise 1932 yılına kadar liberal bir ekonomi politikası izlerken, bu tarihten sonra kamu odaklı bir ekonomi modeline geçmiştir.
1932’de kamu öncülüğünde kurulan Kamu İktisadi Teşebbüsleri (KİT), özelleştirme hedefiyle yola çıkmasına rağmen, siyasi stratejilerle büyütülerek ekonomiye hakim olmuştur. KİT’lerin büyük ölçüde özelleştirilmesine rağmen, kamu odaklı üretim anlayışının etkileri günümüzde de devam etmektedir.
Liberal ekonomilerde ürünlerin pazara uygunluğunu uygunluk değerlendirme kuruluşları belirlerken, kamu odaklı ekonomilerde bu sorumluluk devlet kurumlarına aittir. Türkiye’de, ithal edilen hammaddelerden yerli üretim ürünlerine kadar her şeyin uygunluğu kamu tarafından denetlenmiştir. Üretim ve kontrol süreçlerinin tek elde toplanması ise iç pazara odaklı, dış rekabetten uzak bir ekonomi yaratmıştır.
1980-2005 dönemi, Türkiye’nin yeniden serbest pazar ekonomisine geçiş süreci olarak kaydedilmiştir. Bu süreçte özel sektör teşvik edilmiş, 24 Ocak Kararları ve 1/95 AB Topluluk Anlaşması gibi önemli adımlarla serbest piyasa ekonomisinin temelleri atılmıştır. Bu anlaşmalar, AB teknik müktesebatının ülkemizde uygulanmasını sağlayarak, ürün yasa ve yönetmeliklerinin AB standartları ile uyumunu zorunlu hale getirmiştir.
DTÖ’nün ticareti sürtünmesiz kılmak için geliştirdiği üç temel enstrüman şunlardır:
- Standardizasyon: Ürün ve hizmetlerde kaliteyi ve güvenliği belirleyen kurallar bütünü.
- Akreditasyon: Uygunluk değerlendirme kuruluşlarının yetkinliğini onaylayan sistem.
- Sertifikasyon: Ürünlerin belirlenen standartlara uygun olduğunu belgeleyen süreç.
Bu enstrümanlar, alıcı ile satıcı arasındaki güveni sağlayarak ticaretin sorunsuz ilerlemesini mümkün kılar. Ülkemiz, bu süreçleri benimseyerek üretim ve uygunluk onayında özel sektör odaklı bir yaklaşımı benimsemiş ve küresel ticarette rekabet gücünü artırmıştır.
Test ve Kontrol Hizmetleri
Test, bir ürün veya sürecin belirli bir prosedüre göre özelliklerinin tespit edilmesidir. Genellikle belgelendirme için bir gereklilik olsa da, ürün tasarımı, kalite kontrolü, sözleşme doğrulaması, düzenleyici gereklilikler ve alıcıyı bilgilendirme gibi çeşitli amaçlarla da kullanılır.
Kalibrasyon, bir cihazın giriş ve çıkış değerleri arasındaki ilişkinin belirlenmesidir. Muayene ise, teste kıyasla daha basit araçlarla yapılan bir değerlendirme biçimidir. Ürünlerin muayenesi genellikle görsel inceleme veya basit cihazlar kullanılarak gerçekleştirilir.
Test, kalibrasyon ve muayene, uygunluk değerlendirme sürecinin entegre bileşenleridir. Bağımsız test laboratuvarları ve muayene kurumları, firmaların ürün ve süreçlerinin belirli standartlara uygun olduğunu kanıtlamaları için tercih edilmektedir. Aynı şekilde, bağımsız kalibrasyon laboratuvarları, ölçüm ekipmanlarının performansını garanti altına almak için kritik bir rol oynar.
Test ve kontrol süreçleri, firmaların uyguladığı kalite yönetim sistemlerinin (ör. ISO 9000) önemli bir parçasıdır. Ancak ülkemizde imalat sanayisinde bu süreçlere yeterince önem verilmemektedir. Sanayicilerimiz, zorunlu olmadıkça test ve kontrol talebinde bulunmamakta, bu da uzun vadede hem maddi kayıplara hem de düşük kaliteli üretime yol açmaktadır.
Test ve kontrol süreçlerine yapılan yatırımlar, geri dönüşü yüksek kazançlar sağlayabilir. Ancak bu bilincin eksikliği, sanayimizin korumasız ve düşük performanslı ürünler üretmesine neden olmaktadır. Yüksek teknoloji odaklı ürünlerin payının az olması, ithal girdilerin artmasına ve kâr marjlarının düşmesine yol açmaktadır.
Sonuç olarak, test ve kontrol hizmetleri, belgelendirme süreçlerinin temelini oluşturur ve laboratuvarların bu süreçlerdeki rolü kritik öneme sahiptir. Türkiye'nin 2023 hedefleri doğrultusunda, özellikle makine ve otomotiv sanayinde test ve kontrol alışkanlığının yaygınlaşması, rekabet gücümüzü artıracak önemli bir adımdır.
Laboratuvarlar
Dünya doğrulama pazarının yıllık geliri 62 milyar euro olup, bu alanda yaklaşık 350 bin kişi çalışmaktadır. İstihdamın %60’ı test ve muayene alanında, geri kalanı ise danışmanlık ve yönetim standartları çerçevesinde faaliyet göstermektedir. Doğrulama pazarında 20 bin civarında laboratuvar bulunmaktadır.
Türkiye'de laboratuvar hizmetleri yabancı, kamu ve özel sektör olmak üzere üç kaynaktan sağlanmaktadır. Kamu odaklı laboratuvarlar ise üç segmente ayrılmaktadır:
- Üniversite laboratuvarları
- Kurum laboratuvarları (TSE, TÜBİTAK vb.)
- Bakanlık laboratuvarları
Başlıca Yerli Laboratuvarlar
- TSE Laboratuvarları: Her alanda ürün testleri yapabilen, dünya çapında geniş kapsamlı laboratuvar altyapısına sahiptir.
- TÜBİTAK: Özellikle MAM altyapısıyla araştırma odaklı testlerde öne çıkmaktadır.
- UME Laboratuvarları: TÜBİTAK Gebze yerleşkesinde bulunan Ulusal Metroloji Enstitüsü, metroloji ve kalibrasyon testlerine odaklanmaktadır.
- MEYER Laboratuvarları: Tuzla, İstanbul'da yer alan MEYER, sekiz farklı laboratuvarda geniş kapsamlı testler sunmaktadır.
- TAMTEST: Tarım Alet ve Makineleri Test Merkezi, Ankara'da bulunmaktadır.
- Bursa Çevre Merkezi Laboratuvarı: Bursa Organize Sanayi Bölgesi'nde çevre testleri gerçekleştirmektedir.
- ARTEK Mühendislik: Adana'da çevre ölçüm ve danışmanlık hizmetleri sunmaktadır.
- EKOTEST: Ankara'da çevre danışmanlık ve ölçüm hizmetleri sağlamaktadır.
- NEN Mühendislik: Ankara Çankaya'da çevresel analizler gerçekleştirmektedir.
- ALKA: Tuzla, İstanbul'da inşaat, tekstil ve çevre testleri yapmaktadır.
- Çınar Mühendislik: Ankara'da çevre ölçüm ve analiz laboratuvarı olarak hizmet vermektedir.
- ÇEDFEM: Bursa'da çevre analizleri gerçekleştirmektedir.
- İZÇEV: İzmir'de çevre koruma ve analiz hizmetleri sunmaktadır.
- CONSEPT: Kocaeli Gebze'de çevre ve cihaz testleri yapmaktadır.
- İSG: Ankara'da iş sağlığı ve güvenliği laboratuvarı olarak faaliyet göstermektedir.
- ASO-KOSGEB: Ankara Sanayi Odası bünyesinde çevre testleri yapmaktadır.
- ESÇEM: Kocaeli'de enerji sistemleri ve çevre testlerine odaklanmıştır.
- EGETEST: İzmir Bornova'da çevre ölçüm ve kalibrasyon hizmetleri sunmaktadır.
- DENG: Gaziantep'te çevre analiz laboratuvarı olarak faaliyet göstermektedir.
- AEM: İstanbul'da çevre laboratuvar analiz hizmetleri sunmaktadır.
Türkiye'de doğrulama ve test hizmetleri, hem kamu hem de özel sektör aracılığıyla geniş bir yelpazede sunulmaktadır. Gelişen teknolojiyle birlikte bu laboratuvarların sayısı ve hizmet kapasitesi artmaktadır.
Laboratuvarlar
Ülkemizdeki laboratuvar altyapısı hızla gelişmekte olup, burada sıralananlar dışında da birçok laboratuvar bulunmaktadır. Özellikle özel sektör odaklı bir laboratuvarlaşma süreci yaşanırken, bu alandaki oluşumlar henüz geniş kapsamlı ve güçlü enstrümantasyon altyapısına tam olarak ulaşamamıştır.
Buna karşın, kamu laboratuvarları gelişmiş test cihazlarıyla donatılmış durumdadır. Bu dengesiz yapılanma, geçmişteki kamu odaklı üretim ve uygunluk süreçlerinin doğal bir sonucu olarak değerlendirilebilir. Ancak, özel sektördeki bu hareketlilik umut vericidir ve yakın gelecekte dünya standartlarında Türk laboratuvarlarının bu alanda önemli bir konuma ulaşacağına inanıyoruz.